­ ANTALYA MÜZESİ | Kültür Portalı

Antalya Müzesi - Antalya

Antalya Müzesi, 1922 yılında, Süleyman Fikri Erten tarafından Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen işgal güçlerinin yağmasından kurtarılan eserlerin korunması amacıyla kurulmuştur. İlk olarak, Kaleiçi’nde bulunan Alaaddin Camisi içinde, daha sonra ise Yivli Cami’de yer alan Müze, 1972 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. Antalya Müzesi, bugün 30 bin metrekarelik bir alanda 14 sergi salonu ile heykel ve değişik eserlerin sergilendiği açık hava galerileri ve bahçeden oluşmaktadır. Antalya Bölgesi’nin sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesi olan Likya, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli bir bölümü Antalya Müzesi’nin sorumluluk alanına girmektedir.
 
Antalya Müzesi, bir arkeoloji ve tarih müzesi olup aynı zamanda bölge müzesi olarak da nitelendirilebilir. Koleksiyondaki eserlerin büyük bölümü bölgede yapılan kazılardan elde edilmiştir. Salonlarda, Antalya topraklarının binlerce yıllık geçmişini yansıtan, kronolojik ve yer yer konularına göre sergilenen eserler görülebilir. Özellikle Perge’de bulunan Roma Dönemi eserleriyle ve müze kurtarma kazılarından ortaya çıkan ilginç ve ünik buluntularıyla Antalya Müzesi, dünyanın en önemli müzeleri arasında sayılmaktadır. Müze, 1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülüne layık görülmüştür.
 
Müze Salonları 
 
Çocuk Bölümü
 
Çocuklar için tasarlanmış bu salonda Anadolu’nun kültürel gelişiminde önemli rol oynayan belli başlı yerleşimlerin ve Antalya Bölgesi’nde yer alan önemli merkezlerin maketleri yer almaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Tabiat Tarihi ve Prehistorya Salonu
 
Bu salonda dünyanın oluşumuna tanıklık etmiş fosiller ve insanlık tarihinin ilk buluntuları olan eserlere yer verilmiştir. Avcılık ve toplayıcılık düzeninden yerleşik düzene geçen ve bununla birlikte uygarlığa ilk adımını atan insanoğlunun ürettiği kullanım eşyaları, inanışlarına ait idoller, heykelcikler ve Anadolu’nun en eski ölü gömme geleneklerinden birini yansıtan küp mezar sergilemesi de bu salonda yer almaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Seramik Eserler Salonu
 
Uygarlığın ilerlemesi ile birlikte pişmiş toprak eserlerdeki gelişimi, Geometrik Dönem’den (MÖ1100) Bizans Dönemi’ne (MS 1100) kadar kronolojik olarak bu salonda görmek mümkündür.
 
Antalya Müzesi
 
Bölge Kazıları Salonu
 
Bölge kazılarından gelen eserlerin sergilendiği bu salonda Likya, Pamfilya ve Pisidya bölgelerinde yer alan örenyerlerinde üniversiteler tarafından yapılan arkeolojik kazılar ve müzenin yaptığı kurtarma kazıları sonucu gün ışığına çıkmış eserlerden örnekleri görmek mümkündür.
 
Antalya Müzesi
 
İmparatorlar Salonu
 
Roma Dönemi’nin imparatorları, imparatoriçeleri ile dönemin önemli politik şahsiyetlerinin MS 2. yüzyıla tarihlenen ve Perge’de bulunmuş olan heykelleri sergilenir. Ayrıca Antalya Müzesinin simgesi haline gelmiş, siyah ve beyaz mermerin birlikte kullanılması ile yapılmış olan dansöz heykeli de  görülebilir.
 
Antalya Müzesi
 
Tanrılar Salonu
 
Bu salonda, heykeltıraşlık ve mitolojinin muhteşem birleşimini görmek mümkündür.  Yunan mitolojisinde adı geçen tanrıların kralı Zeus, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, güneş ışığının tanrısı Apollon gibi tanrı ve tanrıça heykelleri yer alır. MS 2. ve 3. yüzyıla tarihlenen bu heykellerin tamamı Perge’de yapılmış kazılar sonucu ortaya çıkmıştır.
 
Antalya Müzesi
 
Perge Batı Cadde ve F-5 Çeşmesi Salonu
 
Bu salonda, Batı Caddeden çıkan Athena heykeli, Hellenistik Dönem Kuleleri önündeki meydandan çıkan Aphrodite heykeli ve kuzey hamamının batı köşesinde yer alan F5 Nymphaeumu havuzu içinden açığa çıkarılan toplam 13 adet heykel sergilenmektedir. Bunlar Perge plastik sanatının seçkin örneklerini temsil eden, İmparator Caracalla heykeli ile Asklepios, Helios, Nemesis, Selene, Tykhe gibi tanrı ve tanrıçalara ait heykellerdir.  
 
Antalya Müzesi
 
Mozaik Salonu
 
Salon adını tam ortasındaki havuzda yer alan Roma dönemine ait mozaiklerden alır. Seleuceia ve Ksanthos antik kentlerinde bulunmuş olan mozaiklerin bir kısmı mitolojik konuludur. Seleuceia Agorasında bulunan “Filozoflar Mozaiği” en çarpıcı eserler arasındadır. Mozaiğin çevresindeki bordürde, dönemin ünlü filozofları, şairleri, yazarları, devlet adamları, hatipleri ve matematikçileri resmedilmiştir. Mozaikler Salonu karşısındaki alanda çoğunluğu Roma Dönemi’ne ait, çeşitli kadın ve erkek portrelerinden oluşan önemli bir koleksiyon yer almaktadır. 2015 yılında Perge’de kazı çalışmaları sırasında Severuslar Meydanı ve Batı Kapısı’nda ele geçen on iki adet heykelden oluşan bir grup eser daha mozaikler salonunda 2016 yılından itibaren sergilenmektedir.
 
Antalya Müzesi
 
Perge Tiyatrosu Salonu
 
Perge Tiyatrosu’nda yapılan arkeolojik kazılar sonucu sahne binasından ele geçirilen on yedi adet anıtsal heykel, frizler ve bazı mimari parçalar bu salonda sergilenmektedir. Tüm bu eserler deprem sonucunda büyük ölçüde tahrip olan sahne binasının yıkıntıları altından çıkarılmıştır. Bu salonun en cazibeli heykellerinden biri Büyük İskender’dir. Heykeller Hadrian, Antonin ve  Severus  dönemi özelliklerini yansıtırlar.
 
Antalya Müzesi
 
Lahitler Salonu
 
Bu salonda sergilenen lahitlerin büyük bölümü Perge nekropolünde yapılan kazılardan ele geçmiştir.  Bu lahitlerin mermerleri Perge’ye Attika, Prokonnesos (Marmara Adası) veya Dokimaion (Afyon)’dan getirilmiş ve Perge’nin lokal heykeltıraşlık atölyesinde işlenmiştir. Salonda madalyonlu, sütunlu ve girlandlı,  pamfilya tipi lahitlerin yanında yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılan ve ait oldukları topraklara iadeleri sağlanan Girlandlı Lahit ve Herakles Lahdine ait parçalar ile Perge antik kentinden 1960’lı yıllarda yurt dışına kaçırılan ve Cenevre Serbest Limanı’nda ele geçirilerek  2017 yılı Eylül ayında Antalya Müzesi’ne iade edilen Herakles Lahdi görülebilir.
 
Antalya Müzesi
 
Ölü Kültü Salonu
 
Müze ek binasının alt katında ölü gömme geleneklerine ait örnekler sergilenmektedir. Patara Antik Kenti’nde ortaya çıkmış oygu gömü canlandırması, Perge’de bulunmuş muhteşem Dioniziak lahdi, Limyra Heroon’una ait bir karyatid, Limyralıların Ptolemaioslar ailesi için inşa ettikleri tapınağa ait heykeller ve metop frizleri ile Galius Caesar’a ait kenotaf frizleri ve yazıtlar bu salonda görülebilir. Salonda ayrıca Perge’den yasadışı yollarla üst yarısı ABD’ye kaçırılan ve  ülkemize iadesi sağlandıktan sonra  alt ve üst parçası birleştirilen   Herakles Heykeli,  kendisi için özel olarak hazırlanmış bölümde  sergilenmektedir.
 
Sikke, Küçük Eserler ve İkonalar Salonu
 
İkinci katta bulunan bu salonun sikke sergilemesi bölümünde Pamfilya, Pisidya ve Likya bölgesi sikkeleri ile Beylikler Dönemi, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Sikkeleri sergilenmektedir. Salonun diğer bölümü takılar, su altı buluntuları, Korydalla buluntu grubu ve diğer küçük buluntulara ayrılmıştır. Salonda ayrıca Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolasa ait rölikler ve ikonalar da görülebilir.   
 
     
Antalya Müzesi 
        
Antalya Müzesi'nin Öne Çıkan Eserleri
 
Buhurdanlık
 
Buhurdanlık üzerinde Hz. Meryem’in hayatıyla ilgili birden fazla konu anlatımı yer alır. Görünen yüzde ise Hz. Meryem’in hamileyken Hz. İsa’yı doğurmak üzere Beytüllahim’e yolculuğunun tasviri bulunmaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Tasvire göre, Hz. Meryem bir eşek üzerinde yer almakta, arkada bir melek ve önde ise Yusuf (İnciller’e göre Hz. İsa’nın üvey babası) görülmektedir. Eserin üzerindeki yazıtta, “Alçakgönüllü piskopos Eutychianus’un Meryem’e (Tanrının Annesine) armağanıdır” yazmaktadır.
 
Berenice Vazosu
 
Vazo, Ksanthos Antik Kenti kazılarında ortaya çıkarılan, kabartmalı “Oinochoe” formlu bir şarap kabıdır. Eserin, MÖ 246-222 yılları arasında, Firavun Ptolemaios III Euergetes’in eşi olan Mısır Kraliçesi II. Berenice’ye hediye edilmek üzere yapıldığı, üzerindeki kadın figürünün omzuna işlenmiş yazıttan anlaşılmaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Kadın figürü, şans tanrıçası Tykhe olup sağ elinde kutsal bir tas (phiale) tutmakta, sol kolunda ise bereket boynuzu (cornucopia) taşımaktadır. 
 
Tanrıça Artemis ve Burçlar
 
Hafif disk formlu eser, Perge Antik Kenti’nde ele geçmiştir. Diski çevreleyen bant, on iki bölmeye ayrılmıştır ve her bölümün içinde bir burcun sembolü, kabartma şeklinde yer almaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Sol yandaki kırıktan başlayarak sırayla; ilk bölmede balık kuyruklu yaban keçisi şeklinde Oğlak burcu (Capricornius), yanında elinde yay tutan at adam Kentauros ile Yay burcu (Sagittarius) gelmektedir. Bunu Akrep burcu (Scorpio) takip etmektedir. Sonrasında iki yana açtığı kollarıyla uçar durumda bir figür olarak gösterilen Terazi burcu (Libra) yer almakta ve sağ elinde bir terazi tutmaktadır. Başak burcu (Virgo), Terazi burcundaki kabartmaya benzer şekilde betimlenmiş olup iki yana uzanan ellerinde ikişer sap başak tutmaktadır. Takip eden bölmelerin devamında Aslan burcu (Leo), Yengeç burcu (Cancer), İkizler burcu (Gemini), Boğa burcu (Taurus), Koç burcu (Aries) ve Balık burcu (Pisces) yer almaktadır. İç daire yüzeyinde ise Tanrıça Artemis ve çevresinde onunla ilgili figürler betimlenmiştir.
 
Caracalla Heykeli
 
Caracalla, Roma İmparatoru Septimus Severus ile Julia Domna’nın büyük oğludur. Saltanat mücadelesine girdiği küçük kardeşi Geta’yı, annesi Julia Domna’nın kucağında, 211 yılında öldürtmüştür. Bu olaydan sonra konumunu güçlendirmek amacıyla askerlere ücretlerinin arttırılacağı sözünü veren İmparator Caracalla, 212 yılının ilk aylarında Geta’ya yakınlığıyla bilinen ve aralarında senatörlerin de bulunduğu yaklaşık 20 bin kişiyi öldürtmüştür. Caracalla, ölümünden sonra bu yaptıklarından dolayı hafızalardan silinme cezası (damnatio memoriae) almış, yazıtlardan adı silinmiş, heykelleri ve büstleri parçalanmıştır. Eser, İmparator Caracalla’nın günümüze kadar bir bütün halinde ulaşan, ilk ve tek heykeli olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir.
 
Antalya Müzesi
 
Perge Antik Kenti kazılarında ortaya çıkarılan heykel, Caracalla’nın Parth Seferi öncesine, 217 yılına tarihlendirilir. Caracalla’nın yanında bulunan figür ise bir Parth askeridir.
 
Dans Eden Kadın Heykeli
 
Dans Eden Kadın Heykeli, Antalya Müzesi heykel koleksiyonunun en önemli parçalarından biri olup Roma Dönemi (MS 2. yüzyıl) tarihlidir. Siyah ve beyaz olmak üzere iki ayrı renkte, ince gözenekli mermerden yontulmuş olması sebebiyle oldukça ender rastlanan bir örnektir.
 
Antalya Müzesi
 
Heykelin ten kısmı beyaz, kıyafet ve saç kısmı ise siyah renkli mermerden yapılmıştır. Heykel gerek malzeme, gerek işçilik, gerekse üslup bakımından üstün sanat özelliklerine sahiptir. Çok parçalı halde ele geçip mevcut parçalar birleştirilerek ve metal destekler yardımıyla ayağa kaldırılan eser, güzelliğinin yanı sıra hareketli bir şekilde yapılmış olmasıyla da döneminin üstün heykeltıraşlık özelliklerini yansıtır.
 
Dionysiak Lahdi
 
MS 3. yüzyıl ortalarına tarihlenebilecek olan ve yüksek kalite mermer kullanılan lahitte, üst düzey işçilik ve sanat gözlemlenmektedir. Attika Tipi Dionysiak Lahit üzerinde bulunan ve birden fazla mitosu olan sahnede, Tanrı Dionysos Hindistan'a gitmek üzere Trakya’dan geçmek ister; ancak Kral Lykourgos tarafından engellenir.
 
Antalya Müzesi
 
Kral Lykourgos tarafından bir tanrıya yapılan bu hakaret cezasız kalmaz. Tanrı Dionysos, Lykourgous'un, kendi çocuklarını asma kütüğü zannederek baltasıyla öldürmesini sağlar. 
 
Kurban Sahnesi Frizi
 
Perge Tiyatrosundan ele geçen eserde orta kısımda, tanrıça Tykhe taht üzerinde oturmaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Tanrıça, sağ elinde Perge Artemisi (Artemis Pergaia) tasviri, sol elinde ise bereket boynuzu (cornucopia) tutmaktadır.
 
Antalya Müzesi
 
Frizin her iki yanında, Tanrıçaya kurban olarak sunulan boğalar yer almaktadır.
 
Leto
 
Tanrıça Leto heykelciği Elmalı-Bayındır Tümülüsü’nden ele geçmiştir ve MÖ 7. yüzyıl sonu ile 6. yüzyıl başına tarihlenebilir. Fildişinden yapılmış olan heykelcikte, Tanrıça Leto omuzunda erkek çocuğu, yanında ise kız çocuğu ile tasvir edilmiştir.  
 
Antalya Müzesi
 
Birden fazla anlatımı olan Leto ve ikiz çocuklarını doğurma hikâyesinden biri şu şekildedir: Zeus’un sevgilisi olan Leto, çocuklarını doğurmak için Likya’da bulunan Ksanthos Vadisi’ne gelir ve çocuklarını burada dünyaya getirip yıkamak ister. Ancak Likyalı çiftçiler Leto’nun suya ulaşmasına izin vermezler ve ceza olarak Leto onları kurbağaya çevirir.
 
Yorgun Herakles (Herakles Farnese)
 
Perge Antik Kenti Güney Hamam’da, Klaudios Peison olarak adlandırılan galeride yapılan bilimsel kazılarda, 1980 yılında Herakles Heykeli’nin alt yarısı bulmuştur. Antalya Müzesi’nde sergilenen heykelin üst yarısının ise Amerika’da Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde ve Shelby White-Leon Levy adlı koleksiyonerin mülkiyetinde olduğu, Glories of the Past adlı katalogda yayınlanması üzerine öğrenilmiştir. Yapılan girişimlerle ve uzun süren uğraşlar sonucunda, 2011 yılında heykelin üst yarısı ülkemize getirilmiş ve Antalya Müzesi’ndeki alt kısımla birleştirilerek teşhire alınmıştır.
 
Antalya Müzesi
 
Herakles, Baş Tanrı Zeus ile Alkmene’nin oğludur. Yunan mitolojisinde Herakles, Roma mitolojisinde ise Hercules olarak bilinir. Herakles ismi “Hera’nın ünü” manasını taşıdığı gibi “heros” yani kahraman olarak da tanımlanır.
 
Herakles, gücün, yenilmezliğin ve mücadelenin simgesi olan, yarı tanrı, yarı insan, mitolojik bir kişiliktir. Kalbinde taşıdığı iyilikle, insanları bela ve musibetlerden korumayı ister. Hayatı boyunca Tanrıça Hera’nın kendisine karşı duyduğu kin ve kıskançlık ile mücadele eder. Mitolojiye göre Herakles on iki görevini bitirdikten sonra bir kaza sonucu yanar; tüm günahlarından tamamen arınır ve ölümsüzlüğe ulaşır.
 
Antalya Müzesi
 
Mitlere göre Herakles 18 yaşına geldiğinde, Eurystheus tarafından Nemea ormanlarında yaşayan “Altın Postlu Aslan”ı öldürmekle görevlendirilir. Aslanı aramaya başlar ve yorgun argın eve döner. En sonunda bir gün altın postlu aslanı öldürmeyi başarır. Heykelin kompozisyonunda aslanı büyük çaba sarf ederek öldüren Herakles, asasına dayanmıştır ve dinlenmektedir. Bu kompozisyon nedeniyle heykel “Yorgun Herakles” olarak da adlandırılmaktadır.
 
Sunak (Bomos)
 
Antik çağlarda insanlar, zor ve sıkıntılı dönemlerinde dualarının kabul edilmesi, sığınma ve inanma isteğiyle tanrılara hediye vererek onlarla yakınlaşıp bütünleşmeyi amaçlamışlardır. Sunaklar da bu amacın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
 
Antalya Müzesi
 
Genellikle mekân içi tapınışlarda kullanıldığı düşünülen küçük boyutlu sunak örnekleri “Bomos” olarak adlandırılmaktadır. Arykanda Antik Kenti kazılarında ortaya çıkarılan bu eserin üzerinde, Tanrıça Athena, yerel bir üslupla betimlenmiştir. Alınlık, yazıt ve figür üzerinde yer alan kırmızı kökboyanın bir kısmının hala görünür olması oldukça dikkat çekicidir.
 
Perge’nin Kızı (Plancia Magna)
 
Plancia Magna, Perge Antik Kenti’nde MS 2. yüzyılda yaşamış ve kentin gelişmesine büyük katkılar sağlamış bir figürdür. Kendi döneminde yaşayan kadınlardan farklı olarak siyasal, dinsel ve sosyal amaçlı görevler üstlenmiş, bir yandan da Perge’yi imar etme faaliyetlerini yöneterek birçok alanda ön plana çıkmayı başarmıştır.
Antalya Müzesi
Döneminde yaşayan diğer kadınlardan farklılaşması, yüzyıllar sonra bile adının anılmasını sağlamıştır.
 
Herakles Lahdi
 
Herakles’in on iki görevini betimleyen mermer lahit, arkeoloji literatüründe “Torre Nova” olarak adlandırılan tipte, “Küçük Asya Lahit” grubuna girmektedir. İngiltere’de restorasyonu yapıldıktan sonra 2010 yılında İsviçre’ye getirilirken tespit edilmiş, lahit konusunda uzman arkeologların bilimsel görüşleri sonucu eserin ülkemiz kökenli olduğu anlaşılmıştır. Lahit, 13 Eylül 2017 tarihinde ülkemize iade edilmiş ve sonrasında Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.
 
Antalya Müzesi
 
Thebai Kralı, kızı Megara’yı Herakles’le evlendirir. Doğduğundan beri Herakles’e kin besleyen Hera, Herakles’in delirmesini sağlar ve Herakles kendi öz çocuklarını öldürür. Kendine gelince büyük bir acı duyan Herakles, Thespios adlı kişinin yanına sığınır ve suçundan arınır. Ancak Hera bunu yeterli bulmaz. Apollon kâhini Pythia aracılığı ile Eurystheus’un hizmetine girmesini buyurur. Herakles, Eurystheus tarafından verilecek on iki görevi başarıyla tamamlarsa hem suçlarından arınacak hem de ölümsüzlüğe ulaşacaktır. “Herakles’in On İki Görevi” şunlardır: 
        
1-Nemea Aslanını Öldürmek: Bu aslan Yunanistan’da Nemea bölgesine korku salmaktadır. Herakles okları ve topuzuyla Nemea aslanını yenmeyi denemiş; fakat başaramayınca onu boğarak öldürmüştür.
 
2-Lerna Ejderini Öldürmek: Yunanistan’ın Argos bölgesinde bulunan Lerna bataklığında yaşayan ve dokuz başlı bir yılan olan “Hydra” isimli bu ejderi kahraman sekiz başını keserek, dokuzuncu başını da büyük bir kayanın altına koyarak etkisizleştirmiştir.
 
3-Erymanthos Yaban Domuzunu Yakalamak: Yunanistan’ın Arkadia bölgesinde yer alan Erymanthos dağında yaşayan korkunç yaban domuzunu Herakles ağ yardımı ile yakalamıştır. 
 
4-Kyreneia Geyiğini Yakalamak: Tanrıça Artemis ile Tanrı Apollon tarafından korunan altın boynuzlu ve tunç ayaklı bu geyiği yakalamak için Herakles bir yıl uğraşmış, sonunda okla yaralayarak onu getirmeyi başarmıştır.
 
5-Stymphalos Gölünün Kuşlarını Kovmak: Arkadia bölgesinde bulunan Stymphalos Gölü’nde, gaga ve pençeleri tunçtan olan kuşlar insan etiyle beslenmektedir. Herakles, Tanrıça Athena’dan aldığı zillerle kuşları korkutmuş ve oklarıyla onları öldürmüştür. 
 
6-Augias’ın Ahırları: Elis Kralı Augias’ın sürüleri o kadar fazlaymış ki ahırları dağ gibi biriken gübrelerden kullanılmaz olmuş. Herakles, Alpheios ve Peneios ırmaklarının yatağını değiştirerek ahırları bir günde temizlemiştir.
 
7-Girit Boğasını Getirmek: Girit kralı Minos’un beyaz boğası, Tanrı Posedion tarafından delirtilince bütün ekinleri yemeye başlamış, sonunda Girit’te büyük kıtlık görülmüştür. Herakles onu boynuzlarından tutarak yakalamış ve Yunanistan’a götürmüştür.
 
8-Diomedes’in Atlarını Yakalamak: Trakya Kralı Diomedes’in insan eti yiyen atları varmış. Herakles Diomedes’i öldürüp etini atlara yedirir ve hayvanları ehlileştirerek alıp getirir. Kimilerine göre ise atları Olympos Dağı’nda vahşi hayvanlara parçalatarak öldürür.
 
9-Hippolyte’nin Kemerini Almak: Amazonlar kraliçesi Hippolyte’nin Tanrı Ares’in armağanı olan büyülü bir kemeri varmış. Herakles Hippolyte’yi öldürerek büyülü kemeri almayı başarmıştır.
 
10-Geryoneus’un Sığır Sürülerini Götürmek: Dünyanın batı ucunda Okeanos ırmağının kenarında Dev Geryoneus, büyük sığır sürülerini otlatmaktaymış. Herakles, Tanrı Helios’tan aldığı altın sandalla Okeanos ırmağını geçip Dev Geryoneus’u öldürmüş ve sığırlarını alıp krala götürmüştür.
 
11- Batı Kızlarının (Hesperidler’in) Altın Elmalarını Getirmek: Tanrı Zeus, Tanrıça Hera’ya düğün armağanı olarak büyülü elmalar verir. Bunları batılı kızlar ve bir ejderha korumaktadır. Herakles dünyayı sırtında taşıyan Atlas’ın yardımıyla büyülü elmaları alır.  
 
12-Kerberos’un Getirilmesi: Yer altı Tanrısı Hades’e bekçilik eden bir köpek olan Kerberos’u, Tanrı Hermes ve Tanrıça Athena’nın yardımı ile Herakles yer altı dünyasından getirir.
 
Köpek Stephanos’un Lahdi
 
Lahit, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde yer alan Termessos Antik Kenti’nden getirilmiştir. Bir köpek için yaptırılmış olması sebebiyle eşsiz bir eser olarak kabul edilmektedir. 
 
Antalya Müzesi
 
Dar yüzünde, şiir şeklinde düzenlenmiş, 11 satırlık eski Yunanca bir yazıt bulunmaktadır. Yazıtından bu lahdin, Rhodope adlı zengin ve yalnız bir kadın tarafından, çok sevdiği köpeği Stephanos için yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
 
Elmalı Definesi 
 
Antalya Müzesi’nin sikke bölümünde sergilenen en önemli sikke grubu, “Elmalı Definesi”dir. Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Bayındır köyünde, 1984 yılında yapılan kaçak kazılar sonucunda yaklaşık 1900 adet gümüş sikkeyi kapsayan bu büyük bir define bulunmuştur. 
 
Antalya Müzesi
 
Elmalı Definesi, 1999 yılında iadesi sağlanarak ana vatanına kavuşturulmuş, 1984’te ortaya çıkarıldığında, “Yüzyılın Hazinesi” olarak nitelendirilmiştir. Çünkü hazinenin tarihlendirildiği MÖ 5. yüzyılın ilk yarısı, politik konuları içeren bilgilerin son derece az olduğu bir dönemdir. Hazinenin, bölgede bulunan bütün şehir devletlerine ait paraları, henüz ticari dolaşıma bile girmemiş ve olağanüstü bir şekilde günümüze kadar korunmuştur. Sikkelerin, kalıp baskılar, ağırlık sistemleri ve daha önce hiç bilinmeyen kral ve sülale adlarına dair verdiği bilgiler, dönemin aydınlatılması açısından çok önemlidir.
 
“Yüzyılın Hazinesi” denilmesinin bir nedeni de dünyada çok nadir bulunan “deka drahmi” adı verilen 10 birimlik sikkelerdir. O zamanın para birimi bir drahmi idi ve bu birim 4.3 gram ağırlığındaydı. Normalde en yüksek birimli para da 4 drahmiydi. Ama Atinalılar, Persler'i bozguna uğrattıkları savaşların anısına, her biri 43 gram olan sınırlı sayıda dekadrahmiler bastırmışlardır. 1984 yılına kadar dünyada bunlardan sadece 13 tanesinin varlığı biliniyordu. Elmalı Definesi'nde ise 14 tane dekadrahmi bulunmuş; ancak bunların sadece 6 tanesi müzeye kazandırılabilmiştir. Bu ender sikkelerin arka yüzüne işlenmiş kanatları açık, cepheden tasvir edilmiş baykuş figürü, Atina'nın klasik ve yüzlerce yıl değişmeden aynı tipte basılmış baykuşlu sikkelerinden farklı tasarlanmıştır.  
 
Antalya Müzesi
 
Kaynak: "Antalya Müzesi", Dünden Bugüne Antalya II. Cilt, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2012, Antalya, s.183
 
Müzeyi sanal olarak ziyaret etmek için tıklayınız.
 
Müze
Kültür Turizmi
Müzeye şehrin her yerinden taksi, dolmuş veya otobüslerle ulaşmak mümkündür. Şehir merkezinden tramvayla ulaşım da mümkündür.
Antalya Müzesi Konyaaltı Cad. No:88-07050 ANTALYA
+90 (242)-238-56-88
+90 (242)-238-56-87

Konum Bilgileri

Görüntülenme Sayısı : 83092    Eklenme Tarihi : 19 Şubat 2013 Salı    Güncellenme Tarihi : 28 Aralık 2021 Salı